ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesiyle ilgili konuşması
20.02.2008

MHP GRUBU ADINA YILMAZ TANKUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesiyle ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün görüşmekte olduğumuz ve geç kalan bu tasarıyı biz esasen olumlu fakat dar kapsamlı bulmaktayız. Tasarının, ilgi alanı itibarıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanıp sunulmasının daha doğru olacağı düşüncesindeyiz.

Maliye Bakanlığı ülkemiz ar-ge faaliyetlerinin gerçek sorunlarını çözmek yerine, dar kapsamda daha çok vergi kanunlarına uygunluk açısından düzeltmelerle yetinmiş. Bu yüzden bu kanunun uygulanmasında ileride problemler çıkabileceğini tahmin etmek hiç de zor olmayacaktır.

Sayın milletvekilleri, kalkınma ve gelişme daha iyi kalitede ve daha çok miktarda mal ve hizmet üretimine dayanmaktadır. Üretimi daha nitelikli kılmak ise teknolojiyle mümkündür. Teknolojinin etkin üretimi ve kullanımı da bilgi veya enformasyonla sağlanmaktadır. Bu bağlamda teknolojik gelişme, kalkınmanın en önemli göstergelerinden bir tanesidir.

Teknolojik gelişmeler ülkelerin ekonomik ve sanayi yapısını etkilediği gibi siyasi ve sosyal yapısını da değişikliklere uğratmaktadır. Bütün ülkeler bilim ve teknoloji politikalarını sistemsel bir bütünlük içinde ele almakta, küreselleşen teknolojiye sahip olmak için ar-ge faaliyetlerine önem vermektedirler.

Değerli milletvekilleri, günümüzde ülkelerin gelişmişlik düzeyi ar-ge harcamalarına ayrılan kaynaklarla ölçülebilir hâle gelmektedir. Türkiye araştırma-geliştirme harcamaları ve araştırma-geliştirme faaliyetleri konusunda gerek Avrupa Birliği ülkelerinden gerekse aday ülkelerden ne yazık ki geridedir. Ülkemizde üretilen katma değerin yükseltilmesi için de araştırma-geliştirme faaliyetleri mutlaka desteklenmelidir. İşte bu durum 2000 yılında 57'nci Cumhuriyet Hükûmeti tarafından tespit edilerek, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu hazırlanmış, 26 Haziran 2001 tarihinde de kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.

Gelişmiş ülke örneklerinde olduğu gibi sanayicimiz ile araştırmacılarımızı birlikte çalıştırmayı özendiren bu kanun ile ülkemizde bugün 28 adet teknoloji geliştirme bölgesi kurulabilmiştir, ama bugün bunların sadece on beş tanesi faaliyettedir. Ancak, giderek artan destekleme çabalarına rağmen Türkiye'de ar-ge harcamalarının hem gayrisafi yurt içi hasıla hem de toplam ürün maliyeti içindeki payı, olması gereken düzeylere, maalesef, gelememiştir. Özgün, teknolojik açıdan gelişmiş, rekabet gücü fazla ve yüksek katma değere sahip ürünler, ar-ge faaliyetleri yoluyla dış pazarlardaki payımızı artırabilir.

Sayın milletvekilleri, bilim ve teknoloji politikalarının gelişmesi sonucunda ülkelerde bilgi toplumuna yönelme olgusu yerleşmiş, son on yıllık dönemde en çok konuşulan konuların başında bilgi toplumu yer almıştır. Teknolojinin küreselleşmesiyle birlikte rekabet gücünü belirleyen en önemli ve en etkili araç, artık hiç şüphesiz bilgi olmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarı 2001 yılında çıkarılan 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu'nun felsefesi olan ar-ge faaliyetlerinin ancak üniversite-sanayi iş birliğiyle gelişebileceğinin aksine yol açabilecektir. Şöyle ki, bu tasarı böyle bir birliktelik ihtiyacı duymadan, firmalara kendi ar-ge birimlerini istedikleri yerde kurma imkânı getirmek suretiyle üniversite-sanayi iş birliğinden doğacak sinerji ve enerjiyi göz ardı etmektedir.

Tasarıya göre, mevcut işletmeler içerisinde kurulu ya da kurulacak ar-ge merkezlerinde ar-ge personelinin tespitinde de sorunlar doğabilecektir.

Tasarının en önemli sakıncası da, teknoloji geliştirme bölgelerinde belirli sınırlar dâhilinde ve yönetici şirketin gözetim ve denetiminde yapılan ar-ge faaliyetlerinin çok dağınık bir alanda ve şirketlerin kendi bünyesinde yapılıyor olmasıdır. Bu yönüyle denetimden kaçmak isteyen ar-ge faaliyetleri, teknoloji geliştirme bölgelerini tercih etmezler ve şu anda üniversite-sanayi iş birliğinin en iyi çalıştığı alanlar, cazibesini kaybetmiş olur.

Esas olarak, ar-ge personelinin en yoğun bulunduğu yerler de hiç şüphesiz üniversitelerimizdir. Ülkemizin ar-ge konusunda gelişimini öngören bu tip yasalarda dikkat etmemiz gereken husus, teknoloji geliştirme merkezlerini sekteye uğratmadan, onları baltalamadan destek vermek suretiyle teknoloji alanında çağ atlatmak ve büyütmek olmalıdır diye düşünüyoruz.

Bu tasarının 3'üncü maddesinin birinci fıkrasında yar alan ar-ge indiriminden 500'den fazla ar-ge personeli çalıştıran ar-ge merkezlerine niçin ayrıcalık tanındığını da anlayabilmiş değiliz. Bu durum ülkemiz sanayisinin dışlanmasına yol açabilecektir, KOBİ'ler de kapsam dışı kalacaktır.

Üçüncü fıkrasında, sigorta priminin yarısının beş yıl süreyle kamu tarafından karşılanacağı hükmü getirilmektedir. Ar-ge faaliyetleri çoğunlukla geri dönüşü çok uzun yıllar alan faaliyetlerdir. Kimi zaman da hiç geri dönüşü olmayan projelere de yatırım yapılmaktadır. Kamu olarak ar-ge personelinin sigorta primlerini teşvik edecek isek, bunu niçin beş yılla sınırlıyoruz?

Rekabet öncesi iş birliği projelerinde de aynı durum söz konusudur değerli arkadaşlar. Hangi projeler nasıl hazırlanıp bu kapsamda değerlendirilecektir? Hiçbir ipucunu maddede maalesef göremiyoruz. Üniversite ve bilim kurulları olmadan projeler teorik temelli ve ülke faydasına nasıl ölçüm yapılabilecektir ve ülke faydasına nasıl hizmet edecektir?

Değerli milletvekilleri, bu tasarıdan beklenen, cari açıktaki yapısal problemlere çözüm üretmede ar-ge'yi ve inovasyonu yurt sathına yaymak, sanayi ile ar-ge'yi her ortamda buluşturmak ve teknolojik bilgiyi ticarileştirmek olmalıydı.

Kanunun uygulanması ve denetimi için ileride çıkabilecek yönetmelikte belki bu hususlara da dikkat edilir ama unutmayalım ki, yönetmelik sadece iki bakanlığımızın kararıyla değiştirilebilir. Bu kanundan faydalanacak olan firmaların, teknoloji geliştirme bölgeleri ile KOSGEB'in TEKMER'lerinde fiziken yer alması mümkün olmayan ar-ge ve yenilik faaliyetleriyle de uğraşması sağlanmalıdır.

Öte yandan, tasarıda "Teknogirişim sermayesi desteği, yüksek lisans ve doktora derecelerini en çok beş yıl içinde almış olanlara verilecektir." denilmektedir. Hâlbuki, yüksek lisans ve doktorasını bitirdikten sonra özel veya kamu kuruluşlarında başkası adına çalışıp da iyi bir ar-ge fikrini kendisi geliştirmek isteyen araştırmacılar da hiç şüphesiz olacaktır ve olabilir. Kendi sermayesi olmayan bu gibi araştırmacılara, beş yıldan eski mezun oldukları gerekçesiyle teknogirişim sermaye desteği verilmeyecektir. Bu konu da kanunun zayıf taraflarından birisi olarak göze çarpmaktadır.

Ülkemizde hızlı bir gelişim gösteren yazılım sektörü, bu tasarıda ayrı bir başlık altında ele alınıp hem mevcut sorunlar giderilmeli hem de yeni teşvik sistemi getirilmeliydi. Bugün milyar dolarlık yazılım sektöründe, ülkemiz yazılım firmaları kendi çabalarıyla ayakta durmakta ve bu manada da çok sıkıntılarla, yoğun mücadeleler vermek suretiyle hizmet etmektedirler.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilim ve teknolojiyi esas alan, ar-ge ve inovasyona ağırlık veren istihdam odaklı sanayileşme politikaları uygulandığında sanayimiz fasonlaşmadan kurtulacak ve araştırma ve geliştirmeler hiç şüphesiz kurumsallaştırılacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bugün görüştüğümüz tasarının uygulanmasında sorunlar çıkmayacağını ümit etmek istiyoruz. Buradan gerekli ikaz ve çözüm önerilerimizi de yapıyoruz.

Her alanda ar-ge faaliyetleri için yapılabilecek en fazla teşviki ve desteği ülke olarak yapmalıyız. Yeni nesillerimizin düşünce ve projelerine önem vermek suretiyle, çağın gerektirdiği gelişmeyi yakalayabilmek için millî bir strateji belirlemeliyiz diyor, bu düşüncelerle sözlerimi tamamlıyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

,